Antalya’daki Yaşam Organ Nakli Merkezi’nin Müdürü Prof. Dr. Bülent Aydınlı, zehirli mantarların insan sağlığında ciddi tehlikeler oluşturabileceğine dikkat çekerek, bunun akut karaciğer yetmezliği, şuur bulanıklığı ve solunum yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini ifade etti.
Aydınlı, özellikle kış aylarının yaklaşmasıyla birlikte doğada çeşitli mantar türlerinin ortaya çıkmaya başladığını ve bu dönemde yabani mantar tüketiminin de artış gösterdiğini belirtti. Uzun yıllar boyunca çok sayıda karaciğer ameliyatı ve nakli gerçekleştiren Aydınlı, vatandaşların bilinçsiz bir şekilde doğadan mantar topladığını ve tükettiğini vurguladı.
Vatandaşların genellikle bildikleri mantarları topladıklarını ifade eden Aydınlı, buna rağmen bilinmeyen türlerin zehirli olabileceği konusunda uyardı. “En korktuğumuz durum, mantar zehirlenmeleridir. Herkes ‘Biz yıllardır topluyoruz, ailemizde bu alışkanlık var.’ diyor, fakat hangi mantarın ne zaman zehirli olabileceği kesin olarak bilinmemektedir.” dedi.
Aydınlı, zehirli mantarların birçok sağlık sorununa yol açabildiğine dikkat çekerek, özellikle mantarların ailece tüketilmesinin tüm bireylerde sağlık sorunları oluşturabileceğini belirtti.
Aydınlı, doğada bulunan ve zehirli olabileceğinden emin olunmayan mantarların kesinlikle tüketilmeden önce dikkatlice değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Bu tür mantarların akut karaciğer yetmezliğine yol açabileceğini söyleyen Aydınlı, “Zehirli mantarlar karaciğer enzimlerini hızla yükselterek şuur bulanıklığına, solunum yetmezliğine ve hatta ölüme neden olabilir.” şeklinde konuştu. Aile üyelerinin aynı anda bu tür sağlık sorunlarıyla karşılaşabileceğini ve birinin organ bağışına ihtiyaç duyması durumunda ailenin diğer bireylerinden organ alınamayacağını hatırlattı.
Prof. Dr. Bülent Aydınlı, yalnızca emin olunan veya kültür mantarlarının tüketilmesi önerisinde bulunarak, “Mantar zehirlenmesinin tedavi yöntemleri mevcut ancak bu tedavi genellikle yoğun bakım gerektiriyor. Bu oldukça riskli bir durum. Bir lezzet uğruna bu kadar büyük bir riske girmemek gerekir.” ifadelerini kullandı.