İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı TUBİM ve Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, uyuşturucu bağımlılığının sebeplerini ve buna karşı nasıl bir mücadele yürütülmesi gerektiğini değerlendirdi.
Dünya genelinde uyuşturucu çeşitliliği tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir boyuta ulaşmış durumda ve insanlık bu sorunla karmaşık bir mücadele içerisindedir. Günümüzde hiçbir bölge uyuşturucudan etkilenmemektedir ve bu konu, her yıl hazırlanan birçok raporda yer bulmaktadır.
TÜRKİYE’DE UYUŞTURUCU KULLANIM ORANI YÜKSELİYOR
Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Dairesi (UNODC) verilerine göre, 15-64 yaş aralığında bir dönem uyuşturucu madde kullandığını belirten bireylerin oranı dünya genelinde yüzde 5,6, Avrupa’da ise yüzde 29 seviyesindedir. Türkiye özelinde ise “Genel Nüfusta Tütün, Alkol ve Madde Kullanımına Yönelik Tutum ve Davranış Araştırması” çerçevesinde, 2011 ve 2018 yıllarında yapılan araştırmalar, 15-64 yaş grubunda uyuşturucu madde kullanım oranının 2011’de yüzde 2,7, 2018’de ise yüzde 3,1 olarak belirlendiğini göstermektedir.
Uyuşturucu madde çeşitleri, ülkeler ve bölgeler arasında farklılık gösterirken, esrar ve türevleri dünya genelinde en sık tercih edilen maddeler arasında yer almaktadır. Avrupa’da esrardan sonra öne çıkan maddeler kokain ve ekstazi olurken, Kuzey Amerika’da opioid türevleri, Türkiye’de ise en yaygın olanı metamfetamin şeklinde sıralanmaktadır.
UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞINA YOL AÇAN BAŞLICA NEDENLER
Uyuşturucu bağımlılığının tek bir nedene dayandığı söylenemez; ancak Türkiye’deki araştırmalar, özellikle gençler arasında en yakın sosyal çevresinde veya ailede uyuşturucu kullanan bireylerin bulunmasının önemli bir başlangıç noktası olduğunu ortaya koymaktadır. Sosyal çevre ve ortamın uyuşturucu kullanımını normalleştirmesi, medya ve sosyal platformların etkisi de bu durumun artmasına katkıda bulunmaktadır. Ayrıca, yüksek suç oranına sahip bölgelerde yaşamak, eğitimden yoksun kalmak ve iş bulamamak da bağımlılık krizinin temel sebepleri arasında yer almaktadır.
AİLE DÜZENİ, EĞİTİM DÜZEYİ VE EKONOMİK KOŞULLAR BAĞIMLILIĞI ETKİLİYOR
Aile içinde şiddet ve ihmal, aşırı baskıcı ya da ilgisiz ortamların varlığı, gençlerin özdeşim kurabileceği bir bireyin olmaması bağımlılık riskini artırıcı unsurlardır. Sosyoekonomik açıdan dezavantajlı bireylerin bu konuda daha yüksek risk taşıdığı bilinse de, bu durum toplumdan topluma farklılık göstermektedir. Eğitim düzeyine bakıldığında ise, daha az eğitim almış bireylerin yanı sıra, üniversite öğrencilerinin de risk taşıdığı gözlemlenmiştir.
DİJİTAL DÜNYADA SOSYAL MEDYA VE İNTERNETİN ROLÜ
Günümüzde uyuşturucu tedarikçileri yenilikçi yöntemler kullanarak ajanlık faaliyetinde bulunmakta ve sosyal medya aracılığıyla daha geniş kitlelere ulaşabilmektedir. Kargo ile uyuşturucu gönderimi, sosyal medya üzerinden kullanıcı teşvikleri ve toplumda popüler figürlerin uyuşturucu kullanımı, bu alandaki sorunları daha da derinleştirmektedir.
Bu tehditlere karşı önlem almak mümkün; ancak toplumu güçlü bireyler ile donatmak, yani ne istemediğini bilen ve “hayır” diyebilen gençler yetiştirmek esas hedef olmalıdır. Buna yönelik olarak, gençlerin uyuşturucusuz bir yaşamı benimsemeleri adına spor ve zihin oyunlarından yar