Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ev sahipliğinde düzenlenen gayriresmi Avrupa Birliği (AB) liderleri toplantısı, Avrupa’nın Ukrayna‘da savaşın sona erdirilmesine yönelik barış müzakerelerinde dışarda kalma tehdidine karşı endişelerin ele alındığı bir ortamda Paris’te sona erdi.
Toplantı, Suudi Arabistan’da Rusya ve ABD yetkilileri arasında gerçekleştirilecek müzakerelerden önce gerçekleşti. Cumartesi günü başlaması beklenen müzakereler öncesinde, Fransa’nın başkentindeki Élysée Sarayı’nda düzenlenen buluşmaya Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, İngiltere Başbakanı Keir Starmer, İspanya Başbakanı Pedro Sánchez, Hollanda Başbakanı Dick Schoof ve Polonya Başbakanı Donald Tusk ile Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte katıldı.
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, toplantının ardından yaptığı basın açıklamasında Ukrayna‘ya Avrupa barış gücü gönderilmesine ilişkin tartışmaların “zamansız” ve “yanlış” olduğunu belirtti. Savaş sürerken böyle bir karar almanın söz konusu olamayacağını vurgulayan Scholz, “Bu tartışmayı şu anda konuşmak tamamen zamansız ve yanlış. Hatta bu durum beni sinirlendiriyor” dedi. Ayrıca, “Bu tartışmalar, Ukrayna‘nın onayı olmadan, henüz başlamamış barış müzakerelerinin sonucu üzerine yapılmakta. Bu son derece uygunsuz bir yaklaşım” diye ekledi.
Scholz, ABD ve Avrupa’nın Ukrayna planı konusunda uyum içinde hareket etmesi gerektiğinin de altını çizdi. “Avrupa ve ABD’nin paylaşması gereken sorumluluklar var. NATO, birlikte hareket etme ve riski paylaşma esasına dayanıyor, bu nedenle güvenliğimizin sağlanması için bu durumun üzerinde durulmalıdır” ifadesini kullandı.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, toplantının ardından yaptığı açıklamada, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasını engellemek için ABD’den güvence talep etti. Starmer, “Bu durum sadece Ukrayna’nın değil, Avrupa’nın varoluş meselesidir. Putin’i daha fazla saldırganlık yapmaktan alıkoyacak olan tek şey, Ukrayna’nın egemenliğini koruyan kalıcı bir barış olacak” dedi. Ayrıca, “Eğer kalıcı bir barış sağlanırsa, diğer ülkelerle birlikte sahada görev almayı düşünebilirim. Ancak bu, ABD’nin sağlayacağı bir güvence ile mümkün olmalı” dedi.
Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, ise Danimarka askerlerinin Ukrayna’ya konuşlandırılması konusunun detaylandırılmadan gündeme gelmesinin sorun oluşturabileceğini ifade etti. Frederiksen, “Öncelikli olarak müzakere masasında Ukrayna‘nın pozisyonunu güçlendirme üzerine odaklanmalıyız” dedi.
Polonya Başbakanı Donald Tusk, Polonya’nın Ukrayna’ya askeri gönderme planının olmadığını belirterek, lojistik destek ve insani yardım konusundaki rollerinin önemine dikkat çekti. Tusk, “Eğer ABD ve NATO’dan güvenlik garantileri alınma olasılığı doğarsa, Polonya farklı şekillerde aktif olabilir. Ancak Ukrayna’ya asker göndermeyi düşünmüyorum” şeklinde konuştu.
Toplantının ardından Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa sosyal medya üzerinden ortak bir açıklama yaptı. Bu açıklamada, “Bugün Paris’te, Ukrayna‘nın güç yoluyla barışı hak ettiğini bir kez daha teyit ettik. Ukrayna’nın bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı duyan güvenlik garantileri sunan bir barış, bir gerekliliktir. Avrupa, Ukrayna’ya yapılan askeri yardımlardaki sorumluluğunu tam olarak üstlenmektedir. Aynı zamanda, Avrupa’nın savunma kapasitesini artırmamız da büyük önem taşımaktadır” ifadeleri yer aldı. –