New Mexico eyaletinde, ABD polisi, Oscar ödüllü aktör Gene Hackman ve eşinin 27 Şubat’ta köpekleriyle birlikte “bir süredir ölü” olduğunu duyurdu.
Hackman’ın 18 Şubat’ta doğal nedenlerden hayatını kaybettiği, piyanist eşi Betsy Arakawa’nın ise ondan bir hafta önce vefat ettiği rapor edildi.
Hackman’ın son günlerini nasıl geçirdiği konusunda çeşitli spekülasyonlar mevcut.
Alınan bilgilere göre, ünlü aktör Gene Hackman yalnız kalmıştı. İki Oscar sahibi çiftin, çevreleriyle iletişim kurmadığı ve yeterince yemek yemedikleri ifade ediliyor.
Uzmanlar, Alzheimer hastalığının ileri evresindeki 95 yaşındaki Hackman’ın, uzun yıllardır birlikte olduğu eşinin evdeki ölümüne duyarsız kalmış olabileceğini belirtiyor.
BBC’ye açıklama yapan uzmanlar, Hackman’ın eşinin ölümünü anlamış olabileceğini, ancak bu durumu kabul etmekte zorlandığını vurguluyor. Yaşlılık ve hastalığın getirdiği zorluklar, onun dikkatini dağıtmış veya kaygılandırmış olabilir.
Betsy Arakawa’nın, nadir görülen bir virüs nedeniyle Hackman’dan yedi gün önce öldüğü bildirildi. Çift ve köpeklerinden biri, özel güvenlik görevlilerinin evlerinde yaptıkları kontrolde camdan görmeleriyle bulunmuştu.
Başlangıçta ölümler “şüpheli” olarak değerlendirildi fakat yapılan soruşturmalarda herhangi bir suç unsuru bulunamadı.
Alzheimer hastalığının ciddi etkileri, Hackman’ın yaşamının son dönemine dair çarpıcı bir tablo çizmektedir. Dr. Catherine V. Piersol, Hackman’ın eşinin ölüm acısını sürekli olarak tekrar yaşadığını ifade ediyor.
Piersol, ilerlemiş Alzheimer hastalarının, o anı yaşamaya odaklandığını ve geçmişe dönmekte ya da geleceği düşünmekte zorlandıklarını dile getiriyor.
Dr. Piersol, Hackman’ın eşini uyandırmaya çalışmış olabileceğini, fakat çevresindeki seslerin dikkatini dağıtmış olabileceğini belirtirken, sonrasında eşinin yerde yattığını fark etmiş olabileceğini aktarıyor.
Yetkililer, Hackman ve Arakawa’nın durumuyla ilgili detaylı bir inceleme yaparken, New Mexico eyaletinin baş adli tıp uzmanı Dr. Heather Jarell, Arakawa’nın hantavirüs pulmoner sendromu (HPS) sebebiyle hayatını kaybettiğini açıkladı.
Hackman’ın da kalp sorunu nedeniyle hayatını kaybettiği, Alzheimer’ın da bu süreçte etkili olduğu kaydedildi. Dr. Jarell, Hackman’ın, muhtemelen eşinin ölümünden haberdar olmadığını vurguladı.
Hackman’ın otopsisinde, son günlerde yemek yemediği ancak yeterli sıvı almadığına dair bir belirti olmadığı gözlemlendi. Bu durum, Hackman’ın son günlerde kendi kendine bakma yetisini kaybettiğini gösteriyor.
Alzheimer hastalarının, günlük yaşamla ilgili temel ihtiyaçlarını karşılamada zorluk çektiğini belirten Dr. Piersol, bu kişilerin açlık ya da susuzluk hislerinin olabileceğine ama ne hissettiklerini ifade etmede sorun yaşayabileceğine dikkat çekiyor.
Jeffery Gomez, Hackman’ı Santa Fe’de sıkça gördüğünü, her zaman gülümseyen bir yüz ifadesine sahip olduğunu hatırlıyor. Eşi Linda ise, yaşananların kendi tecrübelerini yeniden canlandırdığını belirtiyor.
Davranış bilimci Dr. Laura N Gitlin, ailelerin yaşlanmasıyla birlikte daha az bakım kaynağına sahip olunduğunu ve bu durumun bakıcılar üzerindeki baskıyı artırdığını ifade ediyor.
Gomez, çiftin bu kadar uzun süre kimsenin kontrolü olmadan yaşamış olmasının üzüntü verici olduğunu dile getiriyor ve bu durumun, etrafındaki topluluğu derinden etkilediğini belirtiyor.